Onun dün söylediği geçen hafta söylediği ile birbirini tutmuyor.
- What he said yesterday is not consistent with what he had said last week.
Bir hırsız geçen ay bir markete girdi fakat polisin onu dün yakaladığını duydum.
- A burglar broke into the convenience store last month, but I heard the police caught him yesterday.
Bugün hava dünkünden daha kötü.
- The weather today is worse than yesterday.
Dünkü yönetim kurulu toplantısı büyük bir başarıydı.
- Yesterday's board meeting was a big success.