Tom evin etrafında büyümüş olan pek çok yabani otları görebiliyor.
- Tom can see the many weeds that had grown up around the house.
Kendi sorunlarınızla yüzleşecek kadar büyümüşsünüzdür.
- You're grown up enough to face your own problems.
Tom'un yetişkin bir kızı var.
- Tom has a grown daughter.
Çocuklar için tasarlanmış kitap yetişkinleri eğlendiriyor.
- Intended for children, the book entertains grown-ups.
Pirinç yağışlı bölgelerde yetiştirilir.
- Rice is grown in rainy regions.
Çay geniş ölçüde Hindistan'da yetiştirilir.
- Tea is widely grown in India.
Kardeşin yaşına göre çok olgun.
- Your brother's awfully grown-up for his age.
Bizim çocuklarımız olgun.
- Our children are grown.
... of heard you grow up. >>Taylor Swift: Yeah, I think it really has. ...
... you know when they grow up ...