Yeni yasa büyük bir reformdu.
- The new law was a major reform.
Evimin büyük onarımlara ihtiyacı var.
- My house needs major repairs.
Tom Fransızcayı ana branş olarak seçmeye karar verdi.
- Tom decided to major in French.
Tom üniversitede edebiyatı asıl branş olarak aldı.
- Tom majored in literature at the university.
Tom bir müzik majörü değil.
- Tom isn't a music major.
Ben bir İngiliz binbaşıydım.
- I was an English major.
Binbaşıyı değiştirmeyi düşünüyorum.
- I'm thinking of changing majors.
O, gelirinin önemli bir bölümünü gıdaya harcıyor.
- She spends a major part of her income on food.
Kate'e bir filmde önemli bir rol oynama fırsatı verildi.
- Kate has been given an opportunity to play a major role in a movie.