of considerable or relatively great size or extent

listen to the pronunciation of of considerable or relatively great size or extent
İngilizce - Türkçe

of considerable or relatively great size or extent teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

large
{s} geniş

Tom geniş kitlenin önünde konuşma yapmaktan hoşlanmaz. - Tom really does detest giving speeches in front of large audiences.

Bizim ev beşimize yetecek kadar geniş. - Our house is large enough for five of us.

large
{s} iri

Ona şişman denmez, iriydi. - He was large, not to say fat.

large
kocaman

Kainat kocaman bir okul. - The universe is a large school.

Bugün kocaman bir yılan gördüm. - I saw a large snake today.

large
kalabalık (aile)
large
(Askeri) pupadan gelen (rüzgar)
large
kapı gibi
large
cesamet
large
bol

Çok büyük pencereler bol doğal gün ışığı sağlar. - Very large windows assure abundant natural daylight.

O, üniversiteye bol miktarda para bağışladı. - He endowed the college with a large sum of money.

large
(deyim) Bin, binlik, bin dolar
large
(sıfat) geniş, büyük, iri
large
ortaçağda kullanılan pek uzun bir nota
large
vasi
large
cesim
large
serbest

Kaçan tutuklu hala serbest. - The escaped prisoner is still at large.

İki gün önce kaçan mahkum hâlâ serbest. - The prisoner who escaped two days ago is still at large.

large
at large serbest
large
mebzul
large
bütün ayrıntılarıyle
İngilizce - İngilizce
large
of considerable or relatively great size or extent

    Heceleme

    of con·sid·e·ra·ble or relatively great size or ex·tent

    Türkçe nasıl söylenir

    ıv kınsîdırıbıl ır relıtîvli greyt sayz ır îkstent

    Telaffuz

    /əv kənˈsədərəbəl ər ˈrelətəvlē ˈgrāt ˈsīz ər əkˈstent/ /əv kənˈsɪdɜrəbəl ɜr ˈrɛlətɪvliː ˈɡreɪt ˈsaɪz ɜr ɪkˈstɛnt/