Aşağıya eğil. Tavan çok alçak.
- Bend down. The ceiling is very low.
Gerçek fiyat düşündüğümden daha aşağıdaydı.
- The actual price was lower than I had thought.
Bu, pil zayıf olduğu için çok iyi çalışmıyor.
- It doesn't work so well because the battery is low.
Yağmurun yağma ihtimali zayıf.
- The chance of rain is low.
Ben, bu elbiseyi düşük bir fiyata satın aldım.
- I bought this dress at a low price.
Olağandışı düşük ısılar bu yıl düşük kaliteli pirinç hasatından sorumlu tutulmaktadır.
- Unusually low temperatures account for the poor rice crop this year.
Espri anlayışı, düşük öz saygısının bir göstergesi olarak, kendini aşağılamak üzerine kuruluydu.
- His sense of humor was self-deprecating, a sign of his low self-esteem.
Generally, European men have lower voices than their Indian counterparts.