of a person, event, etc, noisy teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- loud
- {s} yüksek (ses)
- loud
- {s} yüksek sesle
Daha yüksek sesle konuşun böylece herkes sizi duyabilir.
-Speak louder so everyone can hear you.
Çok yüksek sesle konuşmak zorunda değilsiniz.
-You don't have to talk so loud.
- loud
- inceliği olmayan
- loud
- {s} yüksek
Birisi yüksek sesle kapıyı çalıyor.
-Someone is knocking loudly at the door.
Daha yüksek sesle konuşun böylece herkes sizi duyabilir.
-Speak louder so everyone can hear you.
- loud
- çok parlak
Çok parlak bir kravat taktı.
-He wore a very loud necktie.
- loud
- be.yüksek sesle
- loud
- cırtlak
- loud
- gürültülü
o uyurken gürültülü bir şekilde horluyordu
-He was snoring loudly while he slept.
Küçük çocuklar çok gürültülü olabilir.
-Young children can be very loud.
- loud
- (sıfat) yüksek, gürültülü, parlak, kaba
- loud
- {s} gürültüyle
Aniden yüksek bir gürültüyle kapı kapandı.
-Suddenly, the door closed with a loud noise.
Büyük bir buz parçası çatıdan kaydı ve büyük bir gürültüyle yere çarptı.
-A large piece of ice slid from the roof and hit the ground with a loud thud.
- loud
- sesi yükseltme aleti
- loud
- yüksek gürültülü
- loud
- gürültüloudmouthedağzı kalabalık
- loud
- {s} çok parlak, çiğ, cart (renk). z
- loud
- loudspeakerhoparlör
- loud
- {s} kaba
Bu turistler gürültücü ve kabadır.
-These tourists are loud and rude.
- loud
- {s} gürültülü, patırtılı
- loud
- (İnşaat) yüksek ses
Başkalarını rahatsız ettiklerini öğrendiklerinde yüksek sesle konuşuyorlardı..
-They are talking loudly when they know they are disturbing others.
Çok yüksek sesle konuşmak zorunda değilsiniz.
-You don't have to talk so loud.
İlgili Terimler
of a person, event, etc, noisy teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- loud