Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
İngilizce - Türkçe
of, pertaining to, or suitable for adults teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- grown up
- anaç
- grown up
- kemale ermiş
- grown up
- yetişmiş
- grown up
- eşek kadar
- grownup
- yetişkin
Yetişkinler bazen komiktirler.
-Grownups are funny sometimes.
Yetişkinler kendi aralarında konuşuyordu.
-The grownups were talking among themselves.
- grown up
- {f} büyü
Sandra büyüdüğünde güzel bir kadın oldu.
-Sandra has grown up to be a beautiful woman.
O, adeta, büyümüş bir bebek.
-He is, as it were, a grown up baby.
- grown-up
- büyümüş
- grown-up
- olgun
Kardeşin yaşına göre çok olgun.
-Your brother's awfully grown-up for his age.
- grown-up
- büyük
- grownup
- yetişkin kimse
- grown-up
- yetişkin
Küçük çocuk yetişkinlerle konuşmaya alışkın.
-The little boy is used to talking with grown-ups.
Çocuk bir yetişkine benziyordu.
-The boy looked like a grown-up.
- grown up
- yetişkin
Şu oğlan sanki bir yetişkinmiş gibi konuşuyor.
-That boy talks as if he were a grown up.
- grown up
- ergin
İlgili Terimler
of, pertaining to, or suitable for adults
Heceleme
of, pertaining to, or sui·ta·ble for adultsTelaffuz
Resimler
Geçmiş
Favoriler