odunlu

listen to the pronunciation of odunlu
Türkçe - İngilizce
wooded
aged in wooden casks
covered with trees
{a} supplied or thick with wood, rough
{s} forested, tree-covered
Supplied or covered with wood, or trees; as, land wooded and watered
covered with growing trees and bushes etc; "wooded land"; "a heavily wooded tract
covered with growing trees and bushes etc; "wooded land"; "a heavily wooded tract"
A wooded area is covered in trees. a wooded valley. having woods or covered with trees
odun
wood

Tom chopped wood for his woodburning cook stove. - Tom odunla yanan aşçı sobası için odun yardı.

Tom felt exhausted after chopping wood all afternoon. - Tom tüm öğleden sonra odun yardıktan sonra yorgun hissetti.

odun
caveman
odun
chump
odun
boor
odun
xylo-
odun
lowbrow
odun
wooden
odun
dull
odun
firewood

Tom wondered if he had enough firewood to make it through the winter. - Tom kışı geçirmek için yeterli yakacak odunu olup olmadığını merak etti.

Tom spent all morning stacking firewood. - Tom bütün sabahı yakacak odun istifleyerek geçirdi.

odun
firewood, wood; caveman, boor; wooden; dull, lowbrow
odun
(Konuşma Dili) blockhead, numskull
odun
xylo
odun
{i} kindling
Türkçe - Türkçe

odunlu teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

Odun
(Hukuk) HATAP
Odun
(Osmanlı Dönemi) HAZAB
Odun
(Osmanlı Dönemi) HASAB
odun
Yakılmak için kesilmiş, parçalanmış ağaç: "Sobada çıralar hemen alev almış, odunları da tutuşturmuştu."- T. Buğra
odun
Anlayışsız ve kaba (kimse)
odun
Yakılmak için kesilmiş, parçalanmış ağaç
odun
Yakılmak için kesilmiş, bölünmüş ağaç parçaları
odunlu