Air provides considerable thermal insulation when trapped in a chamber.
- Hava bir odada sıkıştırıldığında hayli ısı yalıtımı sağlar.
I'm going to subscribe to these chamber-music concerts.
- Ben bu oda müziği konserlerine katılacağım.
The room has two windows.
- Odada 2 tane pencere var.
Don't run around in the room.
- Odanın etrafında koşma.
I want to rent an apartment with two rooms.
- İki odalı bir daire kiralamak istiyorum.
She rented a four-room apartment.
- Dört odalı daire kiraladı.
Tom has a large closet in his bedroom.
- Tom'un yatak odasında büyük bir dolabı var.
Tom has a big closet in his room.
- Tom'un odasında büyük bir dolabı var.
My roommate is too talkative.
- Oda arkadaşım çok gevezedir.
My roommate is prodigal when it comes to spending money on movies; he buys them the day they're released, regardless of price.
- Oda arkadaşım, filmlere para harcama söz konusu olduğunda, müsriftir; o fiyatı ne olursa olsun, onları piyasaya çıktığı gün alıyor.
What are you looking for in the darkroom?
- Karanlık odada ne arıyorsun?
The spare room is ready for guests.
- Boş oda, misafirler için hazırdır.
Tom rented out his spare room to a student. The student who rented the room was Mary.
- Tom boş odasını bir öğrenciye kiraya verdi. Odayı kiralayan öğrenci Mary idi.
Tom knows better than to give his real name in chat rooms.
- Tom'un sohbet odalarında gerçek ismini vermeyecek kadar aklı var.
Could I change rooms?
- Odaları değiştirebilir miyim?
Baskı odası.
I want a single room if possible.
- Mümkünse tek kişilik bir oda istiyorum.
I'd like a single room.
- Tek kişilik bir oda istiyorum.
Do you want a single room?
- Tek kişilik oda istiyor musunuz?
I'd like to reserve a single room.
- Tek kişilik oda rezervasyonu yaptırmak istiyorum.
I'd like a double room.
- Çift kişilik bir oda rica ediyorum.
We'd like a double room with bath.
- Banyosu olan çift kişilik bir oda istiyoruz.