Başkan Washington'a dönmek zorunda kaldı.
- The president was forced to return to Washington.
Ben el çantamı almak için geri döneceğim.
- I'll return to get my handbag.
Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?
- In order to return to our era, what should we do?
İşe geri dönmek istiyorum.
- I want to return to work.
Köyüne dönmek istedim.
- I wanted to return to your village.
O Texas'a dönmek için Meksika başkentinden ayrıldı.
- He left the Mexican capital to return to Texas.