Sakıncası yoksa birazdan buraya gelin.
- Please come here soon if you don't mind.
Tom birazdan burada olmalı.
- Tom should be here soon.
O saat beşten hemen sonra geri döndü.
- She came back soon after five o'clock.
O, üniversiteden mezun olduktan hemen sonra evlendi.
- She got married soon after her graduation from the college.
Eğer ambulans biraz daha erken gelseydi Tom hayatta kalabilirdi.
- Tom could have survived if the ambulance had arrived a little sooner.
Onu ne kadar erken yaparsan, o kadar iyi.
- The sooner you do it, the better it is.
Az sonra çay hazırdı.
- Soon, the tea was ready.
Az sonra Boston trenine binmek zorunda olacağının farkında olan Tom, peronda Meryem'e tutkuyla sarıldı.
- Tom, aware that he would soon have to board the train to Boston, had passionately clung to Mary on the station platform.
Yakın zamanda Boston'a geri gidecek misin?
- Are you going back to Boston anytime soon?
Yakın zamanda eve gitmeyi planlıyor musun?
- Do you plan on going home anytime soon?
O yakında hastaneden ayrılacak.
- She will leave the hospital soon.
Babam yakında kırk yaşında olacak.
- My father will soon be forty years old.