occurring in advance; preceding

listen to the pronunciation of occurring in advance; preceding
İngilizce - Türkçe

occurring in advance; preceding teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

leading
öncülük eden
leading
(Bilgisayar) başlangıç önce gelen
leading
kurşunlama
leading
kurşunla kaplama
leading
(Bilgisayar) başlangıç
leading
kurşun kaplı
leading
kılavuzluk
leading
{f} öncülük et
leading
en önemli
leading
önde olan
leading
temel
leading
kılavuzluk eden
leading
önde gelen

Dünya Sağlık Örgütü alkolün kötü kullanımının dünyada ölümün ve sakatlığın önde gelen üçüncü sebebi olduğunu söylüyor. - The World Health Organization says alcohol abuse is the third leading cause of death and disability in the world.

Doktor Jackson Boston'da önde gelen kardiyologlardan biri. - Dr. Jackson is one of the leading cardiologists in Boston.

leading
{s} ana
leading
{s} başlıca
leading
önde o
leading
rehber olan
leading
{s} önemli

O önemli bir politikacı olma hırsını asla unutmadı. - He never forgot his ambition to become a leading politician.

leading
{f} öncülük et: prep.yol açan,önde gele
leading
ima
İngilizce - İngilizce
leading

The stock market can be a leading economic indicator.

occurring in advance; preceding