Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

occasioning want of ease; constraining; cramping; disagreeable; unpleasing

listen to the pronunciation of occasioning want of ease; constraining; cramping; disagreeable; unpleasing
İngilizce - Türkçe

occasioning want of ease; constraining; cramping; disagreeable; unpleasing teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

uneasy
{s} huzursuz

Çocuklar eve gelmediği zaman huzursuz hissetti. - She felt uneasy when the children did not come home.

O hiç gözükmedi, bu onu huzursuz etti. - He did not appear at all, which made her very uneasy.

uneasy
tedirgin

Tom hakkında biraz tedirgin hissediyorum. - I feel a little uneasy about Tom.

Onun mektuplarını gördüğünde kendini biraz tedirgin hissetti. - When he saw her letter, he felt somewhat uneasy.

uneasy
rahatsız

Sami kendini gerçekten rahatsız hissetti. - Sami felt really uneasy.

Haber bizi rahatsız ediyor. - The news makes us uneasy.

uneasy
{s} tedirgin; huzursuz; endişeli, kaygılı
uneasy
endişelendirici
uneasy
kaygılandırıcı
uneasy
vesveseli
uneasy
endişeli
uneasy
{s} rahatsız eden
uneasy
endişe eden
uneasy
{s} sıkıntılı
uneasy
kuşku
uneasy
{s} zor
uneasy
{s} tutuk
uneasy
(sıfat) huzursuz, rahatsız, endişeli, tedirgin, rahatsız edici, endişe verici, sıkıntılı, zor, tutuk
uneasy
uneasilyrahatsızmış gibi
uneasy
{s} endişe verici

Endişe verici bir sessizlik vardı. - There was an uneasy silence.

İngilizce - İngilizce
uneasy
occasioning want of ease; constraining; cramping; disagreeable; unpleasing