Ara sıra Tom'a rastlarım.
- I run into Tom occasionally.
Şimdi bile, ara sıra seni görmek istediğimi düşünüyorum. Fakat bugünkü seni değil geçmişten hatırladığım seni.
- Even now, I occasionally think I'd like to see you. Not the you that you are today, but the you I remember from the past.
Fibonacci sayıları doğada zaman zaman görünür.
- Fibonacci numbers show up occasionally in nature.
O, zaman zaman beni ziyaret etti.
- He occasionally visited me.
Bazen işler planlandığı gibi gitmez.
- Occasionally, things don't go as planned.
Kopya cümleler bazen Tatoeba'da oluşturulur. Tekilleştirme robot, Horus, genellikle onlarla ilgilenir.
- Duplicate sentences are occasionally created on Tatoeba. The deduplication bot, Horus, generally takes care of them.
Flames could still be seen from town flaring up occasionally on a hill dotted with emergency vehicles.
... And occasionally they would say things like that. ...
... occasionally. ...