Çocukluğum boyunca sık sık çevremizi gözlemlemek ve meditasyon yapmak için buraya geldim.
- During my childhood, I often came here to observe the surroundings and meditate.
Bu, Hamursuz bayramını gözlemlemek ve Paskalyayı kutlamak için insanların aileleri ve arkadaşlarıyla bir araya geldiği, yılın bir zamanıdır.
- This is a time of year when people get together with family and friends to observe Passover and to celebrate Easter.
Gece gökyüzünü incelemek için bir teleskop aldım.
- I bought a telescope in order to observe the night sky.
Bu, Hamursuz bayramını gözlemlemek ve Paskalyayı kutlamak için insanların aileleri ve arkadaşlarıyla bir araya geldiği, yılın bir zamanıdır.
- This is a time of year when people get together with family and friends to observe Passover and to celebrate Easter.
Mary kuşları gözlemekten hoşlanır.
- Mary likes to observe birds.
Ben sadece gözlemek için buradayım.
- I'm just here to observe.
Kadın gözlemler ve erkek düşünür.
- The woman observes and the man thinks.
Orada bir sürü yaratık çeşidi gözlemledi.
- He observed many types of creatures there.
Tom gizemli yeni bir nesne keşfettiğinde teleskobuyla gökyüzünü gözlemliyordu.
- Tom was observing the sky with his telescope when he discovered a mysterious new object.
Beklemek, gözlemek ve sessiz kalmak birçok savaşı önleyebilir.
- Waiting, observing, and keeping silent can avoid many wars.
Ben yabani kuşları gözlemliyorum.
- I'm observing wild birds.
Tom gizemli yeni bir nesne keşfettiğinde teleskobuyla gökyüzünü gözlemliyordu.
- Tom was observing the sky with his telescope when he discovered a mysterious new object.
Patron, yazıhanenin üzerindeki balkonda işçileri gözleyerek gezindi.
- The boss strolled around the balcony above the office, observing the workers.
Bu, Hamursuz bayramını gözlemlemek ve Paskalyayı kutlamak için insanların aileleri ve arkadaşlarıyla bir araya geldiği, yılın bir zamanıdır.
- This is a time of year when people get together with family and friends to observe Passover and to celebrate Easter.
Tom yürüyen insanları gözlemlemeyi sever.
- Tom likes to observe the people walking by.
Beklemek, gözlemek ve sessiz kalmak birçok savaşı önleyebilir.
- Waiting, observing, and keeping silent can avoid many wars.
The senator observed that the bill would be detrimental to his constituents.
From this vantage point we can observe the behavior of the animals in their natural habitat.