Onun gözlemi şiddetli fakat o çok az diyor.
- His observation is sharp, but he says very little.
O güçlü bir gözlem duygusuna sahiptir.
- He has an acute sense of observation.
Bu bir hakaret değil, bu bir yorum.
- It's not an insult. It's an observation.
Ampirik veriler yalnızca gözleme dayanır.
- Empirical data is based solely on observation.
Bilim gözleme dayanır.
- Science rests upon observation.
Brahe yıldızlarla ilgili birçok gözlemler yaptı.
- Brahe made many observations of the stars.
Newton'un yer çekimi kanunu organların birbirini çekme tarzıyla ilgili birçok bilimsel deney ve gözlemlere dayalı matematiksel bir anlatımdır.
- Newton's law of gravity is a mathematical description of the way bodies are observed to attract one another, based on many scientific experiments and observations.
... It's a really solid observation. ...
... and that's the third statement or observation-- ...