Erkekler amaçlarına ulaştı.
- The men achieved their objectives.
Nesnel olduğumu düşünüyorum.
- I think I'm objective.
Metinler hiç objektif değiller.
- Texts are never objective.
Tamamen objektif olmayabilirim.
- I may not be completely objective.
Ayaklanma, hedeflerine ulaşmakta başarısız oldu.
- The uprising failed to achieve its objectives.
Bu çok önemli bir hedef ve ulaşmak oldukça zor olacak.
- That is a very important objective and it will be quite tricky to achieve.
Sen tarafsız olmuyorsun.
- You're not being objective.
Tom'un tarafsız olduğunu düşünüyorum.
- I think Tom is objective.
Nesnel olduğumu düşünüyorum.
- I think I'm objective.
Tom, Ayn Rand felsefesinin gerçekten tarafsız olduğuna inanmaktadır.
- Tom believes the philosophy of Ayn Rand is truly objective.
Erkekler amaçlarına ulaştı.
- The men achieved their objectives.
Pazarlama bölümü ve satış bölümü hedefleri mutlaka aynı değildir.
- The objectives of the marketing department and the sales department are not necessarily the same.
Ayaklanma, hedeflerine ulaşmakta başarısız oldu.
- The uprising failed to achieve its objectives.
Birinin kendi inançlarını tarafsızca analiz etmesi zordur.
- It is difficult to objectively analyze one's own beliefs.
Bazı kültürler tarafsızca diğerlerinden daha iyidir.
- Some cultures are objectively better than others.
A building must serve the needs and purposes of the people who use it. If the building does this, then the architect has met the objective.
Benim kültürüm objektif olarak onlarınkinden daha üstün.
- My culture is objectively superior to theirs.
Given a browser and active internet connection, the learner will write an example of a behavioral objective that is observable and measurable.
... to really accept that there isn't an objective measure ...
... for the objective of ...