o zamanlarda

listen to the pronunciation of o zamanlarda
Türkçe - İngilizce
at that time
during that same point in time, during that period, upon that occasion, during the same time
o zaman
then

Since then, a great deal of change has occurred in Japan. - O zamandan beri, Japonya'da büyük bir değişim oldu.

I cannot believe you did not see him then. - O zaman onu görmediğine inanmıyorum.

o zaman
at the time

I was off duty at the time. - Ben o zaman görevde değildim.

Mr. Clinton was governor of Arkansas at the time. - Bay Clinton, o zamanlar Arkansas'ın valisiydi.

o zaman
when then
O zaman
that time

At that time, Mexico was not yet independent of Spain. - O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.

I was cleaning my room for that time. - Ben o zaman odamı temizliyordum.

O zaman
that the time
o zaman
in that case
o zaman
then of
o zaman
at that time

Few roads existed in North America at that time. - O zaman Kuzey Amerika'da birkaç tane yol vardı.

At that time, Mexico was not yet independent of Spain. - O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.

o zaman
at that case
o zaman
by then

I'll be back by then. - O zamana kadar döneceğim.

By then, however, it was too late. - Ancak, o zamana kadar, çok geçti.

o zaman
thereat
o zamanlarda