I used to go home to eat back then.
- O zamanlar yemek yemek için eve giderdim.
Men wore hats back then.
- O zamanlar erkekler şapka takardı.
In those days, sugar was less valuable than salt.
- O zamanlar, şeker tuzdan daha az değerliydi.
Her feet were bare, as was the custom in those days.
- O zamanlar âdet olduğu üzere, yalınayaktı.
It's supposed to rain tomorrow night, so let's leave our umbrellas until then.
- Yarın gece yağmur bekleniyor,öyleyse o zamana kadar şemsiyelerimizi bırakalım.
I was watching TV then.
- O zamanda televizyon seyrediyordum.
Tom was the only person in the room at the time.
- O zaman, Tom odadaki tek kişiydi.
I was off duty at the time.
- Ben o zaman görevde değildim.
By that time I'll have already left.
- O zamana kadar çoktan ayrılmış olacağım.
At that time, Mexico was not yet independent of Spain.
- O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.
At that time, the territory belonged to Spain.
- O zamanlarda, bölge İspanya'ya aitti.
Few roads existed in North America at that time.
- O zaman Kuzey Amerika'da birkaç tane yol vardı.
Tom may be back by then.
- Tom o zamana kadar geri dönebilir.
Can you finish by then?
- O zamana kadar bitirebilir misin?