It's supposed to rain tomorrow night, so let's leave our umbrellas until then.
- Yarın gece yağmur bekleniyor,öyleyse o zamana kadar şemsiyelerimizi bırakalım.
I cannot believe you did not see him then.
- O zaman onu görmediğine inanmıyorum.
Tom has lived in Boston since then.
- Tom o zamandan beri Boston'da yaşamaktadır.
I haven't seen her since then.
- O zamandan beri onu görmedim.
We've been friends ever since.
- Biz o zamandan beri arkadaşız.
She has remained abroad ever since.
- O zamandan beri yurt dışında kalmaktadır.
I was off duty at the time.
- Ben o zaman görevde değildim.
Tom was the only person in the room at the time.
- O zaman, Tom odadaki tek kişiydi.
At that time, Mexico was not yet independent of Spain.
- O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.
At that time, the territory belonged to Spain.
- O zamanlarda, bölge İspanya'ya aitti.
Tom hasn't seen Mary since then.
- Tom o zamandan beri Mary'yi görmedi.
Tom came to Japan three years ago and has been living here ever since then.
- Tom üç yıl önce Japonya'ya geldi ve o zamandan beri burada yaşamaktadır..
Were you reading a book at that time?
- O zaman bir kitap okuyor muydunuz?
At that time, Mexico was not yet independent of Spain.
- O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.
Tom may be back by then.
- Tom o zamana kadar geri dönebilir.
By then, however, it was too late.
- Ancak, o zamana kadar, çok geçti.