He might have been sleeping at that time.
- O, o zamanda uyuyor olabilir.
They say that he was in the hospital at that time.
- Onlar onun o zamanda hastanede olduğunu söylüyor.
I was watching TV then.
- O zamanda televizyon seyrediyordum.
Since then, a great deal of change has occurred in Japan.
- O zamandan beri, Japonya'da büyük bir değişim oldu.
Tom claims he was drunk at the time.
- Tom o zaman sarhoş olduğunu iddia ediyor.
Mr. Clinton was governor of Arkansas at the time.
- Bay Clinton, o zamanlar Arkansas'ın valisiydi.
At that time, the territory belonged to Spain.
- O zamanlarda, bölge İspanya'ya aitti.
By that time I'll have already left.
- O zamana kadar çoktan ayrılmış olacağım.
Were you reading a book at that time?
- O zaman bir kitap okuyor muydunuz?
Few roads existed in North America at that time.
- O zaman Kuzey Amerika'da birkaç tane yol vardı.
I'll be six feet under by then.
- O zamana nalları dikmiş olurum.
I'll be back by then.
- O zamana kadar döneceğim.