o zamanda

listen to the pronunciation of o zamanda
Türkçe - İngilizce
at that time

We were children at that time. - O zamanda biz çocuktuk.

At that time, she was bathing in the sun. - O zamanda güneşte banyo yapıyordu.

thereat
o zaman
then

I cannot believe you did not see him then. - O zaman onu görmediğine inanmıyorum.

I apologized, but even then she wouldn't speak to me. - Özür diledim fakat o zaman bile benimle konuşmadı.

o zaman
at the time

Tom claimed that he was working at the time. - Tom o zamanda çalıştığını iddia etti.

Tom claims he was drunk at the time. - Tom o zaman sarhoş olduğunu iddia ediyor.

o zaman
when then
O zaman
that time

At that time, the territory belonged to Spain. - O zamanlarda, bölge İspanya'ya aitti.

By that time I'll have already left. - O zamana kadar çoktan ayrılmış olacağım.

O zaman
that the time
o zaman
in that case
o zaman
then of
o zaman
at that time

Few roads existed in North America at that time. - O zaman Kuzey Amerika'da birkaç tane yol vardı.

If only you had told me the whole story at that time! - Keşke o zaman bütün hikayeyi bana anlatsaydın!

o zaman
at that case
o zaman
by then

I'll be six feet under by then. - O zamana nalları dikmiş olurum.

Can you finish by then? - O zamana kadar bitirebilir misin?

o zaman
thereat
o zamanda