I was watching TV then.
- O zamanda televizyon seyrediyordum.
I cannot believe you did not see him then.
- O zaman onu görmediğine inanmıyorum.
Mr. Clinton was governor of Arkansas at the time.
- Bay Clinton, o zamanlar Arkansas'ın valisiydi.
Tom claimed that he was working at the time.
- Tom o zamanda çalıştığını iddia etti.
By that time I'll have already left.
- O zamana kadar çoktan ayrılmış olacağım.
At that time, Mexico was not yet independent of Spain.
- O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.
At that time, Mexico was not yet independent of Spain.
- O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.
Few roads existed in North America at that time.
- O zaman Kuzey Amerika'da birkaç tane yol vardı.
I'll be six feet under by then.
- O zamana nalları dikmiş olurum.
I'll be back by then.
- O zamana kadar döneceğim.