He distributed his land among his sons.
- O, arazisini oğulları arasında dağıttı.
The elder sons are now quite independent of their father.
- Şimdi büyük oğullar babalarından oldukça bağımsızlar.
He behaved badly to his sons.
- O, oğullarına kötü davrandı.
He gave money to each of his sons.
- O, oğullarının her birine para verdi.
My boys are all grown up.
- Benim bütün oğullarım büyüdü.
My boys are my everything.
- Oğullarım benim her şeyimdir.