Did you hear my son play the violin?
- Oğlumun keman çaldığını duydun mu?
I got my son to post the letters.
- Oğluma mektupları postalattım.
My little son can drive a car.
- Küçük oğlum araba sürebiliyor.
You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.
- Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine pachinko oynayarak tüm vaktini harcıyor.
Tom blamed Mary for the accident that killed their son.
- Tom oğullarını öldüren kaza için Mary'yi suçladı.
He gave money to each of his sons.
- O, oğullarının her birine para verdi.
My boys are my everything.
- Oğullarım benim her şeyimdir.
My boys are all grown up.
- Benim bütün oğullarım büyüdü.