number of pins knocked down on the first ball of each frame

listen to the pronunciation of number of pins knocked down on the first ball of each frame
İngilizce - Türkçe

number of pins knocked down on the first ball of each frame teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

count
{i} hesaba katma

Sadece gücümüzü hesaba katmalıydık. - We had to count on our strength only.

Bunları hesaba katmamı istiyor musun? - Do you want me to count these?

count
içine almak
count
olarak saymak
count
dikkat

Son yıllarda, bazı Müslüman ülkeler zenginleşmiş ve dünyanın dikkatini çekmişlerdir. - In recent years, some Muslim countries have prospered and attracted the attention of the world.

Sonunda, dikkatlice geri saymaya başladılar. - At last, they began to count down cautiously.

count
saymak

Verdiğin her şeyi saymak kötü. - It is bad to count all the things that you gave.

Başkalarının ceplerindeki parayı saymak iyi değildir ama ilginçtir. - Counting money in other people's pockets isn't good, but it's interesting.

count
kont

Tom kontuarda durdu, resepsiyonistle konuşuyordu. - Tom stood at the counter, talking to the receptionist.

Uçuşundan en az bir saat önce kontuara gel, lütfen. - Please come to the counter at least an hour before your flight.

count
toplam

O, az bilinen ülkeler hakkındaki gerçekleri toplamak için dünyayı dolaşıyor. - He travels about the world gathering facts about little known countries.

Ülkenin toplam nüfusu 300 milyondur. - The total population of the country is 300 million.

count
kapsamak
count
olduğunu düşünmek
count
say

Sonunda, dikkatlice geri saymaya başladılar. - At last, they began to count down cautiously.

Dünyada üç tip insan vardır: sayı sayabilenler, ve sayamayanlar. - There are three different types of people in the world: those who can count, and those who can't.

count
{i} hesap

O, sayısız makbuz ve banka kayıtlarıyla ilgili yaptığı hesaplamalara dayandırarak, bilgisayarında tam bir mali kayıt yaptı. - He made a complete financial record on his computer, basing his calculations on countless receipts and bank records.

Abaküsler hesaplama aracıdır. - Abacuses are counting devices.

count
{i} sayma

Saymada yanlış yapmamaya özen göstermelisin. - You must be accurate in counting.

Bütün oy pusulalarını saymak zorundayız. - We have to count all of the ballots.

count
(Nükleer Bilimler) sayım

Yaz sayımınızı yapın. - Make your summer count.

Yılbaşı için geri sayım başladı. - The countdown for the New Year has begun.

count
{f} varsaymak
count
Iose count hesabı şaşırmak
count
(fiil) saymak; hesaba katmak, varsaymak; addetmek, sayı saymak, sayılmak; önemi olmak
count
dava ve şikâyet fıkrası
count
madde
count
{i} dava maddesi
İngilizce - İngilizce
count
number of pins knocked down on the first ball of each frame

    Heceleme

    num·ber of pins knocked Down on the first Ball of each frame

    Türkçe nasıl söylenir

    nʌmbır ıv pînz näkt daun ôn dhi fırst bôl ıv iç freym

    Telaffuz

    /ˈnəmbər əv ˈpənz ˈnäkt ˈdoun ˈôn ᴛʜē ˈfərst ˈbôl əv ˈēʧ ˈfrām/ /ˈnʌmbɜr əv ˈpɪnz ˈnɑːkt ˈdaʊn ˈɔːn ðiː ˈfɜrst ˈbɔːl əv ˈiːʧ ˈfreɪm/