Altı çizili sözcükleri düzeltin.
- Correct the underlined words.
Sözcükleri arayabilir ve çevirileri alabilirsiniz. Ama o, tam olarak tipik bir sözlük değildir.
- You can search words, and get translations. But it's not exactly a typical dictionary.
Anlamadığım bir sürü sözcük var.
- There are many words that I don't understand.
Sözcükleri arayabilir ve çevirileri alabilirsiniz. Ama o, tam olarak tipik bir sözlük değildir.
- You can search words, and get translations. But it's not exactly a typical dictionary.
Pasaportta ismi olan kişi kelimelerle tanımlanıldı.
- The person whose name was on the passport was described with words.
Kelimeler düşünceleri ifade eder.
- Words express thoughts.
Onlar lafı ağzıma tıkıyorlar.
- They put words in my mouth.
O, lafla peynir gemisi yürümeyeceğini kanıtladı.
- He proved that actions speak louder than words.
Onun sözleri beni şaşırttı.
- His words surprised me.
O, Ben'in sözlerine inanmadı.
- He didn't believe Ben's words.