Birçok kişi arabalarla ilgilenir fakat arabalar benim için bir şey ifade etmiyor.
- Lots of people are interested in cars, but they're really nothing to me.
Yurtdışı deneyimleriyle ilgili birçok kitap yazdı.
- He has written lots of books about his experience abroad.
Venedik'te her zaman çok turist vardır.
- In Venice, there are always lots of tourists.
Biz piknikte çok eğlendik.
- We had lots of fun at the picnic.
Henüz sana söylemediğim bir sürü şey var.
- There are lots of things I haven't told you yet.
Onlardan bir sürü şey vardı.
- There were lots of them.