Arada sırada kendinizi başkasının yerine koymak iyidir.
- It's good to put yourself in someone else's place now and then.
Arada sırada seni görüyorum.
- I see you every now and then.
Zaman zaman sınıfta uyuyakalırım.
- I fall asleep in the class every now and then.
Tom zaman zaman Mary'den haber alır.
- Tom hears from Mary every now and then.
Tom ara sıra bir bardak şarabı sever.
- Tom enjoys a glass of wine every now and then.
Ara sıra onunla okulda karşılaşırım.
- I meet her at school now and then.
O, arada bir tenis oynar.
- Now and then she plays tennis.
Arada bir üzgün hissederim.
- I feel sad every now and then.
Ara sıra kütüphanede ders çalışır mısın?
- Do you sometimes study in the library?
Lucy ara sıra May'i ziyaret eder.
- Lucy sometimes visits May.
Bazen büyükanneler, KGB'den daha tehlikelidir.
- Sometimes, Grandma is more dangerous than the KGB.
Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.
- I sometimes wonder if I am a girl.
Arasıra bana yaz ve nasıl olduğundan beni haberdar et.
- Write to me sometimes and let me know how you are doing.
O, ara sıra annesine yazar.
- He writes to his mother every now and then.
Tom ara sıra bizi ziyarete gelir.
- Tom comes to visit us every now and then.
Call your mother now and then and let her know you care.
... ELON MUSK: No, every now and then, it's percolating away. ...
... now and then. ...