nothing but

listen to the pronunciation of nothing but
İngilizce - Türkçe
-den başka bir şey
hariç hiçbir şey

İç çamaşırı hariç hiçbir şey giymiyordu. - He was wearing nothing but his underwear.

yalnızca

Bu yalnızca tesadüftü. - It was nothing but coincidence.

Gerçeği ama yalnızca gerçeği söyleyeceğinize yemin eder misiniz? - Do you swear to tell the truth and nothing but the truth?

sadece

Gabriel sadece sıcak çorba ve biraz şeri içti. - Gabriel took nothing but the hot soup and a little sherry.

O sadece en iyileri sever. - She likes nothing but the best.

yalnız

Gerçeği ama yalnızca gerçeği söyleyeceğinize yemin eder misiniz? - Do you swear to tell the truth and nothing but the truth?

Bu yalnızca tesadüftü. - It was nothing but coincidence.

bir tek
sırf, yalnız
nothing but net
(Spor) çembere değmeden giren şut
nothing but net
(Spor) deliksiz basket
nothing but misery
hiçbir şey ama sefalet
nothing but skin and bones
bir deri bir kemik
nothing for it but
hiç bir veçhile
Nothing is permanent but change
(Atasözü) Değişmeyen tek şey değişimdir
Nothing so bad but might have been worse
(Atasözü) Beterin beteri var
be nothing but skin and bones
k. dili bir deri bir kemik kalmak
have nothing to fear but fear itself
Korkunun kendisi dışında korkulması gereken şeyi olmamak
İngilizce - İngilizce
Türkçe - İngilizce
nobbut
nothing but

    Heceleme

    noth·ing but

    Türkçe nasıl söylenir

    nʌthîng bʌt

    Telaffuz

    /ˈnəᴛʜəɴɢ ˈbət/ /ˈnʌθɪŋ ˈbʌt/

    Videolar

    ... physics is nothing but the laws of harmony of these strings.  Chemistry is nothing but ...
    ... particles, nothing but higher vibrations, higher musical notes of a vibrating string. ...