Doğru olan cümleleri değiştirmeyiniz. Bunun yerine, doğal-görünen alternatif çeviriler önerebilirsiniz.
- Don't change sentences that are correct. You can, instead, submit natural-sounding alternative translations.
Teklif ettiğine alternatif yok mudur?
- Is there no alternative to what you propose?
Yürüyebilirsin veya ikinci bir seçenek olarak, seni oraya arabamla götürürüm.
- You can walk, or alternatively, I'll drive you there in my car.
Benim tartışmasız tercihim bu seçeneklerden dördüncüsü ve sonuncusudur.
- My decided preference is the fourth and the last of these alternatives.
Döğüşmekten başka seçeneğimiz yoktu.
- We had no alternative but to fight.
Başka seçenek olmadığını kabul ettik.
- We agreed that there was no other alternative.
Diğer alternatiflerin ihtimalini düşünmek için zerre kadar istekli olmadığına inanamıyorum.
- I can't believe that you aren't at least willing to consider the possibility of other alternatives.
Diğer alternatifleri dikkate aldın mı?
- Did you consider other alternatives?