Makas bir şey kesmez.
- The scissors won't cut anything.
Bu iki çizgi birbirini dik açıyla kesmektedir.
- These two lines cut across each other at right angles.
Tom kız kardeşine bir parça kek kesti.
- Tom cut his sister a piece of cake.
Bir pastayı eşit parçalara ayırma oldukça zordur.
- Cutting a cake into equal pieces is rather difficult.
Fabrika üretimini azaltmak zorunda kaldı.
- The factory had to cut back its production.
Sigaraları azaltmaktansa, bayım, niçin onları bırakmıyorsun.
- Rather than cutting down on cigarettes, sir, why don't you just give them up?
Birçokları, savunma bütçesindeki kesintilerin ordunun etkinliğini baltalayacağından korkuyorlar.
- Many fear that cuts in the defense budget will undermine the military's effectiveness.
Bir elektrik kesintisi vardı.
- There's been a power cut.
Eti ince dilimler halinde kesin.
- Cut the meat into thin slices.
O, bir dilim et kesti.
- He cut off a slice of meat.