not straitened as to money matters; as, the market is easy; opposed to tight

listen to the pronunciation of not straitened as to money matters; as, the market is easy; opposed to tight
İngilizce - Türkçe

not straitened as to money matters; as, the market is easy; opposed to tight teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

easy
rahat

Seni rahat ettirebilmek için elimden gelen her şeyi yaparım. - I'll do whatever I can to make it easy for you.

İki kadın parktaki bir bankta rahat ediyorlar. - Two women are taking it easy on a bench in the park.

easy
kolay

Bu metni çevirmek çok kolay olacak. - Translating this text will be very easy.

Her zaman dürüst olmak kolay değildir. - To be always honest is not easy.

easy
{s} basit

Bu kitap bir çocuğun okuyabileceği kadar çok basittir. - This book is so easy that a child can read it.

Soruna basit bir çözüm muhtemelen mevcut. - There is probably an easy solution to the problem.

easy
varlıklı
easy
eziyetsiz
easy
sehil
easy
sorunsuz
easy
kolayca

Evim istasyona kolayca ulaşılabilecek bir yerde. - My house is within easy reach of the station.

İstatistikler kolayca yanlış yorumlanabilir. - Statistics are easy to misinterpret.

easy
kolaylıkla

Bu elektronik sözlüğün işe yarar şeylerinden biri herhangi bir yere kolaylıkla taşınabilmesidir. - The convenient thing about this electronic dictionary is that it's easy to carry anywhere.

easy
asanlıkla
easy
asan
easy
{s} doğal

Kendi ana dilinde doğal ses çıkarmak ve ana dilin olmayan bir dilde doğal olmayan ses çıkarmak çok kolaydır. - It's very easy to sound natural in your own native language, and very easy to sound unnatural in your non-native language.

Radyoda doğal olarak konuşmak kolay değil. - It is not easy to speak naturally on the radio.

easy
{s} serbest
easy
{s} huzurlu
easy
z., k.dili. kolayca, rahatça
easy
(sıfat) basit, kolay, zahmetsiz, rahat, dertsiz, huzurlu, zevkli, uysal, serbest, doğal
easy
{s} uysal

Doğuştan oldukça uysal bir adam. - He is by nature quite an easy-going man.

Tom babası kadar uysal görünüyor. - Tom seems as easy-going as his father.

easy
{s} zevkli
İngilizce - İngilizce
easy
not straitened as to money matters; as, the market is easy; opposed to tight