İngilizce - Türkçe
not specific or particular teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- general
- genel
Genelde, İngiltere'de iklim yumuşaktır.
-Generally speaking, the climate in England is mild.
Biz genellikle bir öğünden sonra çay içeriz.
-We generally drink tea after a meal.
- general
- avam
- general
- takribi
- general
- {i} tarikat lideri
- general
- {i} orgeneral
- general
- general delivery postrestant
- general
- halk
Genel halkın adaylar hakkında ne düşündüğünü anketlerin bize söylemesine güvenebileceğimizi sanmıyorum.
-I don't think we can trust the polls to tell us what the general populace thinks about the candidates.
Belediye başkanı halka hitap etti.
-The mayor addressed the general public.
- general
- {s} tahmini
- general
- {s} baş
General düşman kampına karşı bir saldırı başlatmaya karar verdi.
-The general decided to launch an offensive against the enemy camp.
Başkan genel af ilan etti.
-The president granted a general pardon.
- general
- umumiyetle
- general
- {s} umumi
- general
- (Tıp) Genel, umumi, generalis
- general
- general averagebüyük avarya
- general
- (Askeri) GENERAL: Konuşmalarda, her derecedeki generallere verilen sıfat
- general
- genel mahiyette
- general
- {i} general
- general
- (sıfat) genel, yaygın, tahmini, baş, umumi, şef
- general
- {s} yaygın
- general
- (isim) general, genel ilkeler, orgeneral, komutan, tarikat lideri
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
not specific or particular teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- general
not specific or particular
Heceleme
not spe·cif·ic or par·ti·cu·larTürkçe nasıl söylenir
nät spısîfîk ır pırtîkyılırTelaffuz
/ˈnät spəˈsəfək ər pərˈtəkyələr/ /ˈnɑːt spəˈsɪfɪk ɜr pɜrˈtɪkjəlɜr/
Resimler
Geçmiş
Favoriler