O her zaman tatminsiz.
- He's always dissatisfied.
Kararımızdan tatminsiz misiniz?
- Are you dissatisfied with our decision?
Tom bana senin hoşnutsuz olduğunu söyledi.
- Tom told me you were dissatisfied.
Bu iyi bir uzlaşma.Hiç kimseyi hoşnutsuz bırakmaz.
- It's a good compromise. It won't leave anyone dissatisfied.