Mary'nin benim gibi birine şimdiye kadar aşık olmasını beklemenin gerçek dışı olduğunu biliyorum.
- I know it's unrealistic to expect Mary to ever fall in love with someone like me.
Onun teorisi kesinlikle gerçek dışı.
- His theory was absolutely unrealistic.
Erkeklerin kadınların nasıl görünmesi gerektiği hakkında gerçekçi olmayan beklentileri var.
- Men have unrealistic expectations about how women should look.
O gerçekçi olmayan standartlara sahip.
- He has unrealistic standards.