not pleasant

listen to the pronunciation of not pleasant
İngilizce - Türkçe

not pleasant teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

unpleasant
hoşa gitmeyen
unpleasant
{s} hoş olmayan

Orada hoş olmayan bir deneyim yaşadık. - We had an unpleasant experience there.

Hoş olmayan bir haber aldım. - I got an unpleasant news.

unpleasant
nahoş

O bu tür görüşü nahoş bulur. - He finds this kind of opinion unpleasant.

unpleasant
{s} tatsız

Hastanedeki tatsız deneyimleri telafi etmek için, Tom onun için faydalı olandan biraz daha fazla içti. - To compensate for his unpleasant experiences in the hospital, Tom drank a little more than was good for him.

Ne tatsız bir sürpriz! - What an unpleasant surprise!

unpleasant
antipatik

Kız kardeşinle çok antipatik olma, Tom. - Don't be so unpleasant with your sister, Tom.

unpleasant
fena
unpleasant
kaba
unpleasant
{s} sıkıcı
unpleasant
unpleasantnessnahoşluk
unpleasant
unpleasantlynahoşça
unpleasant
{s} çirkin
unpleasant
tatsızlık
İngilizce - İngilizce
unpleasant
not pleasant

    Heceleme

    not Pleas·ant

    Türkçe nasıl söylenir

    nät plezınt

    Telaffuz

    /ˈnät ˈplezənt/ /ˈnɑːt ˈplɛzənt/