Biz oldukça önemsizdik ama buna rağmen müthiştik.
- We're quite insignificant, but awesome nevertheless.
Topladığımız paranın miktarı önemsizdi.
- The amount of money we collected was insignificant.
Unut gitsin, bunlar sadece önemsiz ayrıntılar.
- Forget it, those are just trivial details.
Tahrikçi önemsiz konuları abartma eğilimindedir.
- The agitator is inclined to exaggerate trivial matters.
Tebeşirle yazmak saçmadır.
- Writing with chalk is trivial.
Anne babanı böyle saçma bir şeyle rahatsız etme.
- Don't bother your parents with such a trivial thing.
Ben çok önemsiz ve anlamsızım.
- I'm so unimportant and insignificant.