Lise yeterli değildir.
- High school is not enough.
Parayı ve teknolojiyi dünyanın bir tarafından diğerine taşımak yeterli değildir.
- Moving money and technology from one side of the globe to the other is not enough.
Japon edebiyatı güzelliği ve zenginliklerine rağmen, şimdiye kadar batıda yetersiz olarak bilinmektedir.
- Japanese literature, in spite of its beauty and riches, is as yet inadequately known in the West.
Onun kelime dağarcığı yetersiz.
- His vocabulary is inadequate.
Dünya ile ilgili sorun insanların çok az bilmesi değil fakat öyle olmayan çok şey bilmeleridir.
- The trouble with the world isn't that people know too little, but they know so many things that ain't so.
Fakir, çok az şeye sahip olan değildir fakat çok isteyendir.
- Poor is not the one who has too little, but the one who wants too much.
If your home is very small, you might say there is not enough room to swing a cat.
They had not space enough (according to the vulgar saying) to swing a Cat in.
... It's not enough just to take the medicine or even to eat a ...
... I'm just saying it's not enough. ...