not cautious, reckless; apathetic, indifferent

listen to the pronunciation of not cautious, reckless; apathetic, indifferent
İngilizce - Türkçe

not cautious, reckless; apathetic, indifferent teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

careless
dikkatsiz

Kaza benim dikkatsizliğim nedeniyle meydana geldi. - The accident came about through my carelessness.

Böyle şeyler söylemen senin dikkatsizliğin. - It is careless of you to say such things.

careless
özensiz

O özensiz ve dikkatsiz. - She's sloppy and careless.

careless
{s} aldırışsız
careless
ilgisiz

Onun açtığı davalar çok ilgisiz ve o savunmasız bırakıldı. - The actions she took were too careless, and she was left defenseless.

careless
{s} ihmalkâr

Mektubuna cevap yazmayı unutmak benim ihmalkarlığımdı. - It was careless of me to forget to answer your letter.

Ev ödevini unutman senin ihmalkarlığındı. - It was careless of you to forget your homework.

careless
{s} pervasız
careless
{s} kaygısız

Genç kız kaygısızca kahkaha attı. - The young girl laughed carelessly.

careless
{s} ihmalci
careless
meraksız
careless
itinasız
careless
sallapati
careless
baştan savmacı
careless
dikkatsizce

Eğer dikkatsizce sürersen, sıranı kaçıracaksın. - If you drive carelessly, you will miss your turn.

Kamerayı dikkatsizce otobüste unuttu. - He carelessly forgot the camera on the bus.

careless
{s} düşüncesiz
careless
{s} düşünmeden söylenmiş ya da yapılmış
careless
düşünülmeden söylenmiş veya yapılmış
careless
carelessness dikkatsizlik
careless
(sıfat) dikkatsiz, ihmalci, ihmalkâr, düşüncesiz, aldırışsız, kaygısız, kayıtsız, gafil, pervasız, ilgisiz, düşünmeden söylenmiş ya da yapılmış, lakayt, tasasız
careless
{s} bilgisiz, kayıtsız
careless
{s} tasasız
İngilizce - İngilizce
{s} careless
not cautious, reckless; apathetic, indifferent