not bound by party; exercising a free choice in voting with either or any party

listen to the pronunciation of not bound by party; exercising a free choice in voting with either or any party
İngilizce - Türkçe

not bound by party; exercising a free choice in voting with either or any party teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

independent
{s} bağımsız

Bu genç erkekler ebeveynlerinden bağımsızlar. - Those young men are independent of their parents.

Onun o kadar üzerinde titrememelisin. O bağımsız olmayı öğrenmeli. - You shouldn't coddle her so much. She needs to learn to be independent.

independent
{s} özgür

Ben daha özgür olmak istiyorum. - I want to be more independent.

O, akıllı ve özgür bir kız. - She's a smart and independent girl.

independent
{s} hür
independent
{s} serbest
independent
bağımsız olmak

John ailesinden tamamen bağımsız olmak istedi. - John wanted to be completely independent of his family.

O daha bağımsız olmak istiyor. - She wants to be more independent.

independent
independentlybağımsız olarak
independent
birbirini etkilemeden
independent
{s} maddi yönden bağımsız
independent
{s} başına buyruk

Tom çok başına buyruktu. - Tom was very independent.

Büyük annem başına buyruk birisidir. - My grandma is a very independent person.

independent
{s} (ekonomik açıdan) bağımsız, kendi geliri ile geçinebilen
independent
{s} kendi geçimini sağlayan
independent
(Askeri) MÜSTAKİL GEMİ: Donanma kontrolu altında tek başına ve bir harp gemisinin refakati olmaksızın seyreden bir ticaret gemisi
independent
bağımsız kimse
independent
kendi geliri ile geçinebilen
İngilizce - İngilizce
independent