not being old enough; under the legal age, juvenile, minor

listen to the pronunciation of not being old enough; under the legal age, juvenile, minor
İngilizce - Türkçe

not being old enough; under the legal age, juvenile, minor teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

underage
belirli yaşa gelmemiş
underage
olgunlaşmamış
underage
Reşit olmayan

O, reşit olmayan arkadaşını bara götürmedi. - He didn't get his underage friend into the bar.

Reşit olmayan içme bir suçtur. - Underage drinking is a crime.

underage
{s} yaşı tutmayan
underage
yaşı küçük
underage
erginlik yaşına varmamış
underage
yasal yaştan küçük
İngilizce - İngilizce
{s} underage
not being old enough; under the legal age, juvenile, minor