not at all; not at any time; not ever; not in any way

listen to the pronunciation of not at all; not at any time; not ever; not in any way
İngilizce - Türkçe

not at all; not at any time; not ever; not in any way teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

never
hiç

Böyle harika bir günbatımı hiç görmemiştim. - I've never seen such a wonderful sunset.

Hayat hiç bitmez fakat dünyadaki hayat biter. - Life never ends but earthly life does.

never
asla

Mary artık onu asla görmemeye karar verdi. - Mary decided never to see him any more.

O asla geri dönmemek üzere Japonya'dan ayrıldı. - He left Japan never to come back.

never
hiçbir şekilde
never
hiç bir zaman

Ben hiç bir zaman bir kişiye söz vermedim. - I never promised anybody anything.

Tom hiç bir zaman tek başına Boston'a gitmene izin vermeyecek. - Tom is never going to let you go to Boston by yourself.

never
ZararıBoş
never
(Konuşma Dili) ömrü billah
never
hiçbir zaman

İyi bir savaş, ne de kötü bir barış hiçbir zaman olmadı. - There never was a good war nor a bad peace.

Hiçbir zaman savaşlara inanmadım. - I have never believed in wars.

never
katiyen

Dedem ve büyükannem sütlü kahveyi katiyen sevmezlerdi. - My grandparents never liked coffee with milk.

never
hiçbir suretle
never
balık kavağa çıkınca
never
taş çatlasa
İngilizce - İngilizce
never
not at all; not at any time; not ever; not in any way