not arriving until after an expected time

listen to the pronunciation of not arriving until after an expected time
İngilizce - Türkçe

not arriving until after an expected time teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

late
{s} gecikmiş

Üzgünüm, muhtemelen yaklaşık 20 dakika gecikmiş olacağım. - Sorry, I'm probably going to be about 20 minutes late.

Alışılageldiği üzere gecikmişti. - He was late as usual.

late
{s} geç kalan

Tom geç kalan tek kişi değildi. - Tom wasn't the only one who was late.

Tom geç kalan tek kişiydi. - Tom was the only one who was late.

late
Hiç olmamaktansa varsın geç olsun
late
{s} son zamanlarda olan
late
late in the day günün nihayetine doğru
late
ölen
late
ölmüş
late
müteveffa
late
{s} son

Üç saat sonra eve geri döndü. - He returned home three hours later.

Acele et, yoksa son treni kaçıracaksın. - Hurry up, or you will be late for the last train.

late
geç ol

Geç olmuştu, bu yüzden eve gittim. - It was late, so I went home.

Derhal başlayalım; zaten geç oldu. - Let's start at once; it's already late.

late
muayyen zamandan sonra
late
ölü

Dr. Sadık o ölüme neyin neden olduğu hakkında hiçbir fikri olmadığını daha sonra itiraf etti. - Dr. Sadiq admitted later he had no idea what caused that death.

Hepimiz er ya da geç ölürüz. - We all die sooner or later.

late
sonuna doğru
late
sonlarında

Tom otuzlu yaşların sonlarında bir yerde görünüyordu. - Tom looked like he was somewhere in his late thirties.

Tom otuzlu yaşların sonlarında. - Tom is in his late thirties.

late
rahmetli

Rahmetli kocası kemancıydı. - Her late husband was a violinist.

Bu, rahmetli babamın bir portresi. - This is a portrait of my late father.

late
early and late erken veya geç demez
late
vakti saatisooner or later ergeç
late
geç kalınmış
late
{s} sabık, eski
İngilizce - İngilizce
late
not arriving until after an expected time

    Heceleme

    not ar·ri·ving un·til af·ter an expected time

    Türkçe nasıl söylenir

    nät ırayvîng ıntîl äftır ın îkspektıd taym

    Telaffuz

    /ˈnät ərˈīvəɴɢ ənˈtəl ˈaftər ən əkˈspektəd ˈtīm/ /ˈnɑːt ɜrˈaɪvɪŋ ənˈtɪl ˈæftɜr ən ɪkˈspɛktəd ˈtaɪm/