Onlar bunun sadece geçici olduğunu söylediler.
- They said this was just temporary.
Onun çözümü sadece geçici olan bir çözümdü.
- His solution was only a temporary one.
Geçici olarak tamir edebilir misin?
- Can you fix it temporarily?
Bu düzenleme sadece geçici.
- This arrangement is only temporary.