Turkish distinguishes between dotted and dotless Is. There are capital and lowercase versions of both.
- Türkçe noktalı ve noktasız I arasında ayrım yapıyor. Her ikisinin de büyük ve küçük versiyonları var.
Please cut along the dotted line.
- Lütfen noktalı çizgi boyunca kesin.
Everyone has both strong and weak points.
- Herkesin hem güçlü hem de zayıf noktaları vardır.
Fourthly, my first three points do not exist.
- Dördüncü olarak, benim ilk üç noktam yoktur.
Seeing the face of his wife covered in green spots, he had a heart attack. Yet another victim of the killer cucumber!
- Karısının yeşil noktalarla kaplanmış yüzünü görünce kalp krizi geçirdi. Katil salatalığın bir kurbanı daha!
There were ten police officers on the spot.
- Noktada on polis memuru vardı.
There's a full stop missing from the end of the sentence.
- Bu cümlenin sonunda bir nokta eksik.
Please add a full stop at the end of your sentence.
- Lütfen cümlenizin sonuna bir nokta ekleyin.
There needs to be a period at the end of a sentence.
- Bir cümlenin sonunda bir nokta olmalı.
You can't replace the comma with a period in this sentence.
- Bu cümlede virgülü bir noktayla değiştiremezsin.
Sami connected the dots.
- Sami noktaları birleştirdi.
Blind people read by touching, using a system of raised dots called Braille.
- Görme engelli insanlar Braille denilen kabartılmış noktalardan oluşan bir sistem kullanarak, dokunarak okurlar.
Everyone has both strong and weak points.
- Herkesin hem güçlü hem de zayıf noktaları vardır.
Every man has his own strong points.
- Her insanın kendi güçlü noktaları vardır.
We'll have to put a stop to this.
- Buna bir nokta koymak zorunda kalacağız.
Please put a stop to this nonsense.
- Lütfen bu saçmalığa bir nokta koy.
The teacher particularly emphasized that point.
- Öğretmen özellikle o noktaya vurgu yaptı.