Konuklar gidiş için hazırlandılar ve valizlerini gürültüyle paketlediler.
- The guests prepared for their departure and packed their suitcases noisily.
Çocuklara sessiz olmalarını söyledim, fakat onlar gürültülü olmaya devam ettiler.
- I told the children to be quiet, but they just kept on being noisy.
Gürültülü sınıfta kendimi duyuramadım.
- I couldn't make myself heard in the noisy class.
Onunla karşılaştırıldığında çok gürültücüydü.
- Compared with him, she is very noisy.
Benim üst kattaki komşularım çok gürültücüdür.
- My upstairs neighbors are very noisy.
O şamatacı ama yoksa çok kibar bir çocuk.
- He is noisy, but otherwise a very nice boy.
They talked noisily and long into the night.