Tom eventually told me what I should do.
- Tom nihayetinde ne yapmam gerektiğini söyledi.
Eventually, Tom found out what had happened.
- Nihayetinde Tom, olanları öğrendi.
She is a child after all.
- Nihayetinde o bir çocuk.
These clothes are finally dry.
- Bu giysiler nihayet kuru.
After an uphill struggle against great odds they finally got the company on its feet again.
- Büyük anlaşmazlıklara karşı zorlu bir mücadeleden sonra, onlar nihayet şirketi tekrar kendi ayakları üzerinde durdurdular.
Tom eventually resigned.
- Tom nihayet istifa etti.
Tom eventually left Boston.
- Tom nihayet Boston'dan ayrıldı.
He finally comes out after all these years.
- O bütün bu yıllardan sonra nihayet çıkıp geldi.
We're going to need your help after all.
- Nihayet yardımına ihtiyacımız olacak.
Tom finally got here around lunch time.
- Tom nihayet öğle yemeği sırasında buraya geldi.
Finally I have time to reply to the mail I received these three weeks.
- Nihayet bu üç hafta içinde aldığım postayı yanıtlamak için zamanım var.
At long last, the two chiefs of the Indian tribes have decided to bury the hatchet and smoke the peace pipe.
- Nihayet, iki Kızılderili kabilenin şefleri savaş baltalarını gömmeye karar verdiler ve barış çubuğu tüttürdüler.
When Tom finally decided to come out of the closet, everyone already knew that he was gay.
- Tom nihayet eşcinsel olduğunu itiraf ettiğinde herkes zaten onun eşcinsel olduğunu biliyordu.
I've just signed the divorce papers; I'm free at last!
- Boşanma kağıtlarını az önce imzaladım, nihayet özgürüm!
At last, spring has come to this part of Japan.
- Nihayet, Japonya'nın bu bölümüne bahar geldi.
At least, we finished the first part.
- Nihayet, ilk bölümü bitirdik.
I finished the work finally.
- Nihayet işi bitirdim.
At last, spring has come to this part of Japan.
- Nihayet, Japonya'nın bu bölümüne bahar geldi.
At last, they ceased working.
- Nihayet, çalışmayı sona erdirdiler.
Tom sonunda kabullenmeye karar verdiğinde herkes zaten onun eşcinsel olduğunu biliyordu.
- Tom nihayet eşcinsel olduğunu itiraf ettiğinde herkes zaten onun eşcinsel olduğunu biliyordu.
Sonunda doktorun sekreteri Tom'un ismini çağırdı.
- Nihayet doktorun sekreteri Tom'un adını seslendi.
Sonunda doktorun sekreteri Tom'un ismini çağırdı.
- Nihayet doktorun sekreteri Tom'un adını seslendi.
Tom sonunda kabullenmeye karar verdiğinde herkes zaten onun eşcinsel olduğunu biliyordu.
- Tom nihayet eşcinsel olduğunu itiraf ettiğinde herkes zaten onun eşcinsel olduğunu biliyordu.