The judge's decision is final.
- Hakimin kararı nihaidir.
We've made a final decision.
- Biz nihai bir karar aldık.
His Noodliness, the Flying Spaghetti Monster is the ultimate truth in the universe.
- Onun Noodliness'i, Uçan Spagetti Canavarı evrende nihai gerçektir.
Our ultimate goal is to establish world peace.
- Nihai amacımız dünya barışını kurmaktır.
Justice is slow, but eventual.
- Adalet yavaş ama nihaidir.