Tom gerçekten son derece sevimli.
- Tom is really awfully nice.
O,herkese karşı sevimlidir.
- He's nice to everybody.
Bir kırmızı araba ve bir beyaz olanı gördüm.Kırmızı olan beyaz olandan daha hoş görünüyordu.
- I saw a red car and a white one. The red one was nicer looking than the white one.
Tom'un yaptığı ev gerçekten hoş.
- The house that Tom built is really nice.
Ne güzel bir sürpriz!
- What a nice surprise!
Havanın güzel olacağını umuyorum.
- I hope it will be nice.
O çok güzel bir şekilde sorulan bir soru değil.
- That's not a very nicely asked question.
Leyla güzel bir şekilde giyindi.
- Layla dressed nicely.
Tom gerçekten çok şirin.
- Tom is really very nice.
Neden sadece bana karşı şirinsin?
- Why are you only nice to me?
Hemşireler çok nazik.
- The nurses are very nice.
O aslında nazik bir insandır.
- He is basically a nice man.
Kel olmakla ilgili güzel şeylerden biri, asla kötü bir saçlı bir gününün olmamasıdır.
- One of the nice things about being bald is that you never have a bad hair day.
O çok kibardır. Başkalarının hakkında asla kötü konuşmaz.
- He is very nice. He never speaks ill of others.
O, tatlı genç bir adam oldu.
- He became a nice young man.
Leyla çok hoş tatlı bir kadındı.
- Layla was a very nice sweet woman.
Japonca öğretmenimiz bize karşı çok kibar.
- Our Japanese teacher is very nice to us.
O, kibar genç bir adamla tanıştı.
- He met a nice young man.
O gerçekten iyi bir kız.
- She's a really nice girl.
Şu odadaki masa çok iyi.
- The table in that room is very nice.
Beni yolcu etmeye gelmeniz bir inceliktir.
- It's nice of you to see me off.
What is a nice person like you doing in a place like this?.
The soup is nice and hot.
A third-term senator holds a nice level of seniority.
Fermat believed he had a nice proof of his theorem.
Why it should have attained such longevity is a nice question.
He dresses real nice.
... Terry's dad nice to meet you sir for our biology test tomorrow ...
... MARVIN CHOW: Nice to see you, Sir. ...