I thank you very much for your kindness.
- Ben nezaketiniz için çok teşekkür ederim.
I deeply appreciate your advice and kindness.
- Tavsiyen ve nezaketin için içten minnettarım.
Tom didn't even have the courtesy to say that he was sorry.
- Tom üzgün olduğunu söyleme nezaketinde bile bulunmadı.
Your courtesy is appreciated.
- Nezaketiniz takdir edilmektedir.
Virtue, perhaps, is nothing more than politeness of soul.
- Erdem, belki de sadece ruhun nezaketidir.
This is because of the difference between Japanese politeness and American politeness.
- Bu Japon nezaketi ve Amerikan nezaketi arasındaki farktan kaynaklanmaktadır..
She answered him with cold civility.
- O, onu soğuk nezaketle yanıtladı.
She had the decency to apologize.
- Özür dileme nezaketi vardı.
Tom didn't even have the decency to say it was his fault.
- Tom'un onun kendi hatası olduğunu söyleyecek nezaketi bile yoktu.